9 Aralık 2007 Pazar

KASTAMONU DOĞASI

Ilgarini Mağara
Pınarbaşı ilçemizde bulanan Dünyanın 4. Büyüklükteki mağarası olan Ilgarini Mağarası bulunmaktadır. Denizden 1250 metre yüksekliktedir. Mağaranın oluşumu 3. ve 4. zamanda 160-220 milyon yılda oluşmuştur. Ilgarini mağarası 858 metre uzunluğu ile dünyanın dördüncü büyük mağarasıdır. Mağaranın derinliği 250 metre dir. Mağara içerisindeki mevcut sarkıt ve dikitler bir milyon yıllıktır.Mağranın içerisinde kalıntı ve buluntulardan mağaranın hem yerleşim alanı, hemde dini mekan olarak kullanıldığını, yapı tekniği, malzeme özelliği ve yapı şekilleriyle genç Roma ve erken Bizans devrine ait olduğu söylenebilir. Mağara içine girildiğinde hemen giriş bölümündeki yapı kalıntılarından bu kısmın iskan yeri olarak kullanıldığı mağaranın girişten itibaren iki kola ayrıldığı görülmekte bir bölünde sarkıt ve dikitler bulunmaktadır.Diğer bölümde ise eğilimi %30 bir yoldan zigzag çizilerek kenarları kuru taş duvarlarla üçgen şeklinde örülmüş istinad duvarları ile çevrili 1 metre genişliğindeki 33 kavisten oluşan yolla yaklaşık 100 metre gidilerek ikinci bir düzlük alana inilmektedir.Bu düzlüğün sonunda istikametleri doğu-batı doğrultusunda uzanan kaya içinde iki katlı olarak oyulmuş ve içerleri sıvanmış, mağara zemininden sonra çatma dam şeklinde ardıç ağaçlarından yapılmış kat ile içindeki ardıç ağacından yapılmış lahitler bulunmaktadır. Ancak lahitler açılarak dağıtılmış ve etrafta iskelet parçaları görülmektedir. Yine bu alanda mezarların önündeki düz alanda yonca planlı bir klise şapeli bulunmaktadır. Doğu girişi yıkılmıştır. Duvarları 2,5 metre yüksekliğinde olup çamur harçla örülmüştür. Mağaranın normal olarak gidilebilen uzunluğu yaklaşık 250 metre 'dir. Mağara bu özellikleriyle yoğun ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Pınarbaşı Varla Kanyonu
Pınarbaşı İlçesi Muratbaşı Köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Kanyonun ilçeye uzaklığı 26km'dir. Muratbaşı Valla Mahallesine kadar stabilize yoldur. Kanyona kadar olan 1.5Km'lik kısmı ise orman içi patika yoldur.Pınarbaşı ilçesine bağlı Muratbaşı köyündeki Valla Kanyonu Devrekani Çayı ile Kanlıçay'ın birleştiği bölgeden başlamakta olup, Cide ilçesi istikametinde 12 km uzunluğunda yan duvar kayaların yüksekliği yer yer 800-1300 metreye ulaşan ve girişi son derece zor olan ve Muratbaşı Köyü Valla Mahallesinin altından orman içi 1.5km'lik yolculuktan sonra bu iki çayın birleştiği yerden seyredilebilmektedir.Bu kanyonda sarp kayalıklar ve bu kayalıklarda kartal, akbaba, atmaca, doğan ve diğer tüm yabani av hayvanlarını bünyesinde barındırmaktadır.Valla Kanyonu 1994 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinden gelen 4 öğrencinin burada kaybolup, 14 gün sonra Cide ilçesinden çıkmaları ve burasını Vahşi Cennet olarak tanımlamaları ile basında yer alıp, doğa severlerin ziyaret yeri haline gelmiştir. Kanyonun techizatsız geçilmesi mümkün değildir.

Şehriban Kanyonu
İlk kez 1997 senesinin Mayıs ayın Atlas ekibi tarafından geçilebilen Şeriban Kanyonu hala gizemini korumakta, dik yamaçlarının bazı yerlerde biribirine 1 metre yaklaşmaktadır. Atlas ekibi bu zorlu kanyonu geçen ilk ekip ünvanını almışlardır.
Çatak Kanyonu
Çatak Kanyonu; Bir doğa harikası olan Kanyon, ilçe merkezine 6 km. uzaklıkta olup, yerden yüksekliği yaklaşık 1000-1500 metre arasındadır. Uzunluğu ise 7 km. civarındadır.Kanyon, Çatak köprüsünün 1-2 Km aşağısında başlayıp Tüsköy 'e kadar kesintisiz devam etmektedir, burada bir açıklık mevcuttur. Tüsköy 'den kanyon tekrardan başlayıp İnönüne kadar kesintisiz devam etmektedir.İçerisinde tabiattan harika görüntüler saklamaktadır. Geçilmesi çok zor olmamakla birlikte teçhizatsız denenmemelidir.

Horma Kanyonu (Anbar Gölü)
Zarı çayı üzerinde olup, suyun taştaki kireçleri aşındırması ile oluşan derin kazanlar şeklinde çukurlar mevcuttur. Eski dönemlerde yaşayan insanların kayaları oyarak su kanalı açıp, bu kanaldan un su ile çalışan un değirmenine su akıtmaları yine ayrı bir dikkat çekmektedir.

Ilıca Şelalesi
Pınarbaşı Ilıca Köyü sınarları içersinde bulunup, 12 km uzaklıktadır. Ilıca Köyünden itibaren patika yoldan yaya yırım saat sürmektedir. Su yaklaşık 10 metre yüksekten dökülmekte ve bu suyun döküldüğü yerde doğal olarak bir havuz oluşmuştur. Bu şelalenin en önemli özelliği de oluşan bu havuzun etrafının çok sayıda ağaç ve bitki örtüsü ile çevrili olmasıdır.Yine Şelalenin üst kısmından gidildiğinde yıllardır akan su ile kayaların aşınması sonucu kayalarda oluşan çukurluklar ve oymalara ayrı güzellik katmaktadır. Yine aynı köy içerisinde Bizanslılardan kalma bir hamam mevcuttur. Hamam yontma taştan yapılmış kubbe şeklinde 2 metre genişliğinde 3.5metre uzunluğunda 1.80 metre yüksekliğinde'dir.Hamamın yaz ve kış su ısısı 23 C'dir. Yine hamamın yan duvarlarında insanların yıkanmaları için sabunluklar ve oymalar mevcuttur.

Ilgaz Kayak Merkezi
Kastamonu Çankırı arasında yer alan Ilgaz Dağları Kuzeydoğu'dan Güneybatı'ya doğru uzanan ve temelini paleozonik dönem kayalarının oluşturduğu bir dağ sırası. Yapısında bulunan serpantinler, şistler ve volkanik kayaçlarla dikkat çeken Ilgaz Dağları, Orta Anadolu ile Kuzey Anadolu arasında bir köprü oluşturuyor. En yüksek tepesi olan Hacet Tepesi 2587 metre, Küçük Hacet Tepesi ise 2313 metre.Bölgede Karaçami Sarıçam, Göknar ve Kayın ormanlarından oluşan alanın 1088 hektarlık kısmı 1976'da Milli Park ilan edilmiş. Milli Park büyün yıl akışlı akarsuları ile zengin bir bitki örtüsü içeriyor. Ilgaz'dan akan küçük dereler birleşerek Kuzeyde Ilgaz Çayı ve Aras Çayı adını alıyor. Ormanlık alanlarda karaca, geyik, tavşan, yaban domuzu, ayı, tilki gibi pek çok yaban hayvanı içinde önemli bir yaşam oluşturuyor. Kayak sporunu sevenlerin yanısıra Ilgaz Dağı, doğasıyla ziyaretçilerine dört mevsim ayrı güzellikler sunuyor.Giriş yazısına şöyle bir göz atıldığında o güzelim Ilgaz Dağları'nın coğrafi özelliklerini anlatan bu satırlar ne kadar da kuru, yavan ve tatsız kalıyor. Oysa ilkokul sıralarında mırıldanmaya başladığımız o şarkıdaki "yalçın kayalıklı Ilgaz Dağı" göklere yükselen başıyla nasıl da yüce, nasılda alımlıdır gözümüzde. Bazen güzellikler sözcüklere döküldüğünde ifade zorluğu çekilir ya, Ilgaz dağlarını anlatmak içinde uygun kelimeler gerçekten güç. Çünkü, anlatılacak o kadar çok şey var ki en iyisi baştan başlamak...Kar sever misiniz? O bembeyaz aydınlığı, o buz gibi serin ama mis gibi tertemiz havayı kim sevmez. O zaman Ilgaz Dağı doğru adres.


Ilgaz Milli Parkı
Orta Anadolu'dan Kuzey Anadolu'ya geçiş kuşağında yükselen Ilgaz Dağı yöresinin arazi yapısı genellikle serpantiler, şiştler ve volkanik kayaçlardan meydana gelmiştir.Saha değişik karakterlerde vadiler, sırtlar ve doruklardan meydana gelmiştir. Ayrıca üst değerde peyzaj özellikleri sunan jeoformolojik bir yapıya sahiptir.Ilgaz Dağının eteklerinden doruklarına doğru gelişen karaçam, kızılçam, köknar hakim ağaç türlerinden meydana gelen bitki örtüsü, Zengin ormanaltı topluluğu ile desteklenmektedir.Bol ve bütün yıl akışlı akarsuları ile zengin bitki örtüsünün oluşturduğu şartlar karaca, geyik, yaban domuzu, kurt, ayı, tilki gibi, yaban hayatı türlerine uygun yaşama ortamı sağlamaktadır.Ayrıca dünyada nadir bulunan bitki çiçek türlerinden (enbitik) sayılı olanlarını görmek mümkün olabilmektedir. Milli parkın diğer önemli bir kaynağı da kış sporları imkanıdır. Ilgaz Dağının bu doğal ve rekreasyon kaynakları milli parkın ana kaynak değerlerini oluşturmaktadır.

Küre Dağları Milli Parkı
Batı Karadeniz Bölümünde Kastamonu ve Bartın İlleri sınırlarında 37.000 hektarlık bir alanı kapsamaktadır.Küre Dağları Milli Parkı Batı Karadeniz Bölümünün Küre Dağları üzerinde en zengin flora ve faunaya sahip yörelerinden biridir. Bölgenin kullanımına açılmamış bakir yerlerinden biridir. Alanın büyük bölümü Kastamonu İli sınırları içinde kalmaktadır.Milli park çevresinde idare olarak Azdavay, Pınarbaşı, Ulus, Bartın, Kurucaşile, Amasra ve Cide bulunmaktadır. Parkta yaşayan hayvanlar arasında geyik, karaca, ayı, kurt, tilki, çakal, tavşan, yaban domuzu, ötücü kuşlar ve yırtıcı kuşlar ile sürüngenler bulunmaktadır.

Plajlar
Kastamonu deniz turizmi açısından da zengin bir il dir. Bu gaye ile kullanılabilecek bir çok plaj bulunmaktadır.
Cide Gideros Koyu
Kastamonu'nun en güzel koylarından biri olan Gideros koyu; kestane, meşe, kayın, şimşir ve çam ağaçlarından oluşan yemyeşil bir örtüyle çevrilerek, zümrüt yeşili bir gölü andırıyor.Cide ile Kurucaşile burunları arasında burnun ardına saklanmış güzellik. Karayolundan pek farkedilemediği için çoğu zaman es geçilen, keşfedildikten sonrada vazgeçilemeyen birçok efsane ve hikayesi olan bir doğa harikası. Bölgezi ziyarete gelenlerin mutlaka görmeleri gereken eşsiz bir güzellik.
İsmi Cenevizliler'den kalma Gideros Koyu, iki balık lokantası ve birkaç evden oluşuyor. Her açıdan manzarası ve seyri güzel doğa cennetini önceden keşfedenler, Ankara'dan İstanbul'dan balık yemek için gelmeyi adet edinmişler. Virajlar, daralan yollar, rampalar, onların gözünde hiç büyümemiş.Yolu beton, 200 metre meyil ve birkaç virajla kıyıya iniliyor. Araçlar için park yeri var. Küçük plajı ise kumsaldan denize girmeye imkan veriyor. İsteyen tekne tutup, koyun dışına da açılabilir. Hamamı, mağarayı görüp denize girebilir, balık da tutabilir, seyir zevki veren koyda, salata ve balık yiyebilirsiniz.
Cide
Cide ilçesi 11 km. kesintisiz plajı, Gideros, Aydos, Denizkonak, Uğurlu, Çayyaka, Akbayır ve İlyasbey sahilleri ile denize girmeye elverişlidir. Cide İlçesinin Turizm açısından iyi bir potansiyele sahip olduğu açıktır. Gideros koyu, Ilgarini Mağarası, Valla Kanyonu gibi doğa harikalarına sahip, 11 km sahil şeridi ve mavi ile yeşilin dost olduğu özel bir ilçedir. İlçe merkezinde Belediye Plajı, Kadınlar Plajı, Kumluca Yolu Kumsalı, Akbayır Köyü Kumsalı denize girmek için elverişlidir.

Doğanyurt
Doğanyurt'un eşsiz bir doğası olup doğa turizmini sevenler için ideal bir belde. Kumsal ve koyları, hemde bitki örtüsü ile adeta yeşille ve mavi kucaklaşır. Son dönemlerde ortaya çıkarılan mağaralar ve tarihi kalıntılar ise görülmeye değer. Liman İçi Plajı, Kadınlar Plajı Kumsalı denize girmek için elverişli.

İnebolu
İnebolu "Güneşin Denizden doğup, yine Denize battığı" tek İlçedir. Yaz aylarında Güneş'in Denizden doğuşuna tanık olacak, Karadeniz'in masmavi sularında serinleyecek, güzel bir günün ardından Güneşin Denize batışını ve bu sırada oluşan "Yakamoz"ları seyredebilecek, akşam sahil boyunca müzikli çay bahçelerinde eğlenecek yapılabilecek şirin bir İlçedir.Tarihi İnebolu Evleri, Abeş Tepesi ve Geriş Tepesi Arkeolojik Sit Alanlarını gezebilirsiniz. Boyranaltı Plajı, Gemiciler Köyü Plajı denize girmeye oldukça elverişli.

Abana
Kastamonu'ya 70 km. uzaklıktaki Abana'da konaklama için çeşitli seçenekler mevcuttur. Kamp alanlarından ve konaklama tesislerinden yararlananılabilir. Tatil köyü, pansiyon ve otel tipi tesislerde de uygun fiyatlara kalmak mümkündür.Son yılların gözde sporu trekking için çok sayıda parkur bulunmaktadır. Özellikle dağ içindeki yürüyüş alanı çok tercih edilmektedir. Denize girmek için en uygun plaj ilişi tarafında paralı giriş olan çocukların girmesi için çok rahat olan bir plaj.İsterseniz tekneye binip denize açılabilirsiniz.Şemsiye alabilirsiniz sıcaktan yanmamak için. Abana'da denize girmek için en uygun dönem Temmuz ve Ağustos aylarıdır. Temmuz aylarının son haftasında düzenlenen Deniz Şenlikleri 3 gün sürer.Belediye Halk Plajı, Tatil Köyü Plajı - Kumsalı, Hacı Veli Köyü Kumsalı


Çatalzeytin
Çatalzeytin ilçesi Karadeniz sahilinde yeşil ile mavinin kaynaştığı tüm doğa güzelliklerini bünyesinde barındıran bir yerleşim yeridir. Ginolu Arkeolojik ve Tabii Sit Alanı doğal güzellikler sergilemektedir. Ginolu Kumsalı - Plajı Ayrıca İnebolu, Abana, Doğanyurt, Cide, Çatalzeytin İlçelerinin sahillerinde yat turizmi için uygun koylar bulunmaktadır.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ellerinize sağlık gerçekten muhteşem olmuş ben kastamonuluyum fakat istanbulda yaşıyorum bizlere bu fırsatı tanıdığınız için teşekkür ederim